Galatasaray – Fatih Karagümrük maçı sonrası yıldız oyuncuya yaylım ateşi: Bu türlü bir kusur yapma lüksü yok!

Süper Lig’de dorukta yer alan Galatasaray, Beşiktaş derbisi öncesi Fatih Karagümrük pürüzüne takıldı: 3-3. Sarı-kırmızılılar, taraftarının önünde oynadığı gayretten 3-3’lük istikrarla ayrıldı. Okan Buruk’un öğrencilerinin performansını spor muharrirleri kaleme aldı.

İşte Galatasaray – Fatih Karagümrük maçı sonrası yapılan değerlendirmeler…

KİMİN ÜZERİNDE BASKI VAR? / BURCU KAPU

Haftalardır şampiyonluk yarışında kimin üzerinde baskı var tartışması sürüyor. Fikstür gereği maçlarını Galatasaray’dan sonra oynadığı için Fenerbahçe’de mi, yoksa rakibinin son dakika geri dönüşleriyle her hafta nefesini ensesinde hisseden Galatasaray’da mı? Okan Hoca, “Baskı üzerimizde olsa daima kazanır mıyız? Önde olan biziz. Baskı bizde değil Fenerbahçe’de.” diyor. Ancak işler pek de o denli gözükmüyor. Pek ala, sarı kırmızılılar da şampiyonluk yarışı gerilimine girmişler. Dönem başından bu yana en fazla kişisel yanılgı yaptığı bu maçın öbür bir açıklaması olamaz. Galatasaray tribünlerinde sabit bir pankart vardır, “Konsantrasyon” müellif. Kalan haftalar için sarı kırmızılıların gereksinimi olan tek şey işte tam olarak bu. Neden mi?

Tribünler dolu, hem de yeniden akşam güneşi kapalıya vurmuş. Maça da düzgün başlayıp erken bir gol bulmuşsun. Her şey çok hoş. Ta ki yediğin birinci gole kadar. Geride değilken, baskı yemiyorken, oyunda da pek bir şey yokken, o denli bir derin top golü yemenin izahı yok. Sonrasında ferdî yanılgılardan ötürü yediğin iki golün ise hiç izahı yok. Muslera ve Nelsson üzere grubun en emniyetli iki oyuncusunun performansının ismi formsuzluk değil konsantrasyon kaybı. İşin savunma kısmı böyleyken hamlede neredeyse her konumda tehlike yaratan bir Galatasaray vardı. Lakin orada da santrfor durumunda maça başlayan Zaniolo topu içeri atamadı. O vakit gelelim Zaniolo’ya. Bir Icardi muhakkak değil. O denli bir benzetmeye de girmek istemiyorum. Fakat şurası gerçek ki, şayet santrfor konumunda bu dönem Zaniolo tercih edilmiş olsaydı, bu formuyla Galatasaray’ı önder yapamazmış. Tamam hareketli, tamam rakip savunmanın ortasına çok güzel girip zorluyor lakin yetmez. Geriye sarktıktan sonra artık orada sırtı dönük de top alıp durumu hazırlaman gerekiyor. Bunları şimdilik bu genç yıldızda göremedik.

Maç Icardi diye bas bas bağırırken, yıldız oyuncunun girip ekibi gerideyken risk sever modunu açması ve panenka penaltısı denemesi olacak iş değildi. Bu vakte kadar attığı goller, çevirdiği maçlar hatırına tribünler derin bir nefes alıp öfkesini içine attı. Neyse ki taraftarlar seni seviyor Icardi. Fakat dönem sonu şampiyonluk kıl hissesi kaçarsa o penaltı peşini bırakmaz. Bu esnada Okan Hoca’nın kenardan atılımda geç kalması ve yaptığı değişikliklerin tesirli olmaması da skora taban hazırladı. Şampiyonluğa giderken, kendi meskeninde üstelik 1-0’da öne geçtiğin maçta güç bela bir puan çıkarmak, bu maçtan kimi sonuçlar çıkarmayı da gerektirir. Maçı tekrar izleyip yorumlarken tahminen Okan Hoca, üzerimizde baskı yok kelamlarını bir kere daha düşünür. Zira beraberlik de olsa puan kaybetme lükslerinden birini bu maçta harcayan Galatasaray’ın, haftaya Beşiktaş karşısında alana çıkarken bugünkünden daha gerilimli olacağı kesin.

G.SARAY İPTEN DÖNDÜ / OSMAN ŞENHER

Galatasaray’ın her maçı final niteliğinde… Hele müsabakalarda bir kusur yaparsa artık bunun dönüşü de yok. Dün gece Karagümrük karşısında en büyük yanılgıyı Muslera yaptı. Tahminen de hayatında birinci kez bu türlü üst üste yanlışlar yaptı. Yediği gollere bakın. Evet Muslera’nın kredisi var lakin şampiyonluğa oynayan bir ekibin bu türlü kusur yapma lüksü yok.

Hadi onu da geçtim. Penaltı kazanıyorsun, topun başında Avrupa’nın en büyük golcüsü Icardi var ve 3-2 mağlupsun. Icardi o denli bir penaltı atışı yapıp topu kalecinin kucağına verdi ki, inanılır üzere değil. İster istemez insanın aklına geliyor; bu kadar memleketler arası bir golcü nasıl bu türlü penaltı kaçırır diye. Bunların hepsi futbolda var kabul ediyorum. Ancak böylesine gerilimli bir maçta bu kadar kusur yaparsan müsabakayı kazanamazsın.

‘NELSSON ÜZERE UYGUN BİR STOPER RAKİBE AVANTAJ VERMEMELİ’

Nelsson ile Abdülkerim’e yumurta ikizi diyordum, birbirlerini tamamlıyorlardı. Hele Nelsson birinci golde Diagne’yi kaçırdı, ikincisinde Borini gerisinden gelip topa vurdu. Nelsson üzere uygun bir stoperin bu konumlarda rakibe avantaj vermemesi lazım.

Bafetimbi Gomis sakat ve takımda yok. Icardi’nin sorunu var o da yarı sakat. Okan Hoca, Zaniolo’yu mecburiyetten santrfor oynatıyor. İtalyan futbolcu tam santrfor mu? Hayır değil. Tamam penaltıyı yaptırdı. Âlâ de gayret etti ancak ekibi bir farkla öndeyken rakiple gayret edeceğine topu yanındaki arkadaşına verse, maç 2-0 olacak. Ve böylelikle tahminen de kopacak. Lakin çaresizlikten Icardi’nin mevkisinde oynadı ve elinden geldiği kadar da çaba etti.

Geçen haftanın yıldız Mertens, Karagümrüklü rakiplerinin markajından kurtulamadı. İstediği üzere topu kullanamadı. Girdiği konumlarda da, gol vuruşu yapamadı. Olağan burada tek taraflı düşünmeyelim. Pirlo’nun yönettiği Karagümrük grubu da çok yeterli bir grup. Kaleci Batuhan önünde oynayan Rayyan ve Dresevic neredeyse kusursuz oynadılar. İki penaltı konumunda kusurları olabilir lakin devaları yoktu. Forvette Diagne, Borini, Lobjanidze üzere isimlerin üçü de çok hızlı ve topa âlâ vuran futbolcular. Kadro olarak bütün halinde hareket ediyorlar. Defansı, orta saha ve forveti birlikte hareket edince Galatasaray’a pek boş alan bırakmadılar. Özetle Cim-Bom, Kayserispor ve Alanyaspor maçlarındaki boş alanları dün gece bulamadı.

Karagümrük karşısında konut sahibi takım ekip olarak âlâ değildi. Bir sürü de kusur yapıldı. Buna karşın maçı berabere bitirmek sarı-kırmızılılar ismine güzel bir skor oldu.

GALATASARAY’A KARAGÜMRÜK ÇELMESİ / TOLGA ERSARI

Kerem Aktürkoğlu’nun şimdi 3. dakikada attığı golle maça adeta 1-0 galip başlayan Galatasaray, Diagne’nin 18. dakikadaki golüne kadar oyunun da tek hâkimiydi. Lakin kişisel yanılgılar, sarı- kırmızılıların kalelerinde art geriye üç gol görmelerine neden oldu. Karagümrük’ün birinci golünde Adekugbe’nin orta alanda kesip rakibin önüne düşürdüğü topun devamında Nelsson’un önemli bir konum yanılgısı vardı. İkinci golde Muslera’nın kusuruna kademede eşlik eden tekrar Nelsson’du. Eksiksiz bir defans yanılgısının kelam konusu olduğu üçüncü golde Nelsson bir defa daha aksiyonun içerisindeydi.

‘ZANIOLO TAM HAZIR DEĞİL’

Maçın bir anda farklı bir havaya bürünmesi, Galatasaraylı futbolcuları mental açıdan da dağıttı. Elbette şu gerçeği de unutmamak lazım. Omurganın ortasındaki Torreira’dan başlayıp Rashica, Mertens, Kerem Aktürkoğlu ve Icardi’yi içine alan ve harika işleyen bir makine kelam konusu. Bu makinenin çarklarından rastgele birinin eksilmesi makinenin, hasebiyle da sistemin çalışmamasına neden oluyor. Dün de Icardi’nin yokluğu sisteme darbe vurdu. Görüldü ki, Zaniolo hâlâ tam manasıyla hazır değil. Tekrar de Galatasaraylı futbolcuların ısrarlı oyunları, sarı- kırmızılıların devreye 3-2 ile girmelerini sağladı.

Icardi’yi 45’de oyuna alması gereken Okan Buruk, bunu 60’da yaptı. Lakin alıştığımızın çok dışında bir Icardi vardı alanda. Arjantinli futbolcu, oyun manasında beklentilerin çok uzağında kaldığı üzere büyük değer taşıyan penaltıyı da son derece makûs ve ciddiyetten uzak bir formda kullandı.

Her ne kadar kaçan penaltı grubun moralini bozsa da tekrar de yılmadı Galatasaray. Maçın ön plana çıkan oyuncularından Boey, birinci goldeki asistinin akabinde beraberlik golüne de imza atarak Aslan’ı hayata döndürdü. Ancak kalan dakikalardaki eforlar galibiyete yetmedi.

Galatasaray açısından bu maçı, 3-1’den geri dönülmesinden ötürü kazanılmış bir puan olarak kıymetlendirebiliriz. Lakin kaybedilmiş altın pahasındaki iki puan da tüm gerçekliğiyle orada duruyor. Bu maçın akabinde Fenerbahçe ve hatta Beşiktaş’ın artan iştahları ve haftaya Vodafone Park’ta oynanacak Beşiktaş derbisi, bu puan hesaplarını daha pahalı bir hale getiriyor.

‘PIRLO’NUN KARAGÜMRÜK’Ü LİGİMİZE RENK KATIYOR’

Galatasaray’ın Karagümrük maçından gerekli dersleri çıkartması lazım. Aksi takdirde bu puan kaybı, bir yol kazasından çok daha büyük bir mana söz edebilir. Fatih Karagümrük, ligimizin düzgün kadrolarından. Teknik yöneticilik mesleğine Juventus’ta makûs bir başlangıç yapan Andrea Pirlo, Karagümrük’te değerli işler başarıyor. Birebir bir başka İtalyan, Vincenzo Montella üzere. Pirlo’nun Karagümrük’ü üzere Montella’nın Adana Demirspor’u da ligimize renk katıyor. Bakalım ilerleyen süreçte bu iki ismi, Avrupa’nın beş büyük liginde görebilecek miyiz?