Hem Selçuklu hem Osmanlı mimarisi! Tarihi yapı 537 yıldır ayakta

Kaynarca ilçesi Büyük Kaynarca Mahallesi’nde 14. yüzyılda Hacı Kıssahan namı ile şöhret bulan Muslihiddin Mustafa Bin Cüneyd tarafından yapılan cami 537 yıldır tarihe şahitlik etmenin yanı sıra hizmete de devam ediyor. 1486 yılında yapılan ve günümüzde Pir Muslihiddin Mescidi olarak isim taşıyan tarihi yapı, mezarlık, tarla ve dere bulunan bir arazi üzerinde yer alıyor.

Ampir motiflerle süslenmiş, kirişler ortası kütüklerle doldurulmuş olan 537 yıllık tarih, muntazam tahtalarla kaplanarak içten ve dıştan büsbütün ahşap formda inşa edilmiş. Ön ve sağ cephesinde olmak üzere iki girişi bulunan caminin bayan mahfili ise ‘U’ halinde olup dikdörtgen planlı olarak yapılmış. Birçok sarsıntıya maruz kalan tarihi yapının onarımı 2010 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapıldı. Vaktinde zaviye olarak ta kullanılan camii geçirdiği birçok onarıma karşın özgünlüğünü koruyarak hizmet vermeye devam ediyor.

“SAKARYA’NIN EN ESKİ TARİHİ YAPITLARINDAN BİR TANESİ”

Cami tarihi hakkında bilgi veren Kaynarca Belediye Lideri Murat Kefli, “Şeyh Muslihiddin Cami, Sakarya’nın en eski tarihi yapıtlarından bir tanesi. 1486 yılında Pir Muslihiddin tarafından yapılmış bir camimiz ve uzun yıllar bölgemizde çok büyük hizmet vermiş. Aslında geçmişte kervanların geçişi günlük 40 kilometre yola nazaran ayarlanmış. Bu da işte Üsküdar’dan başlayan Gebze, Taşköprü ve bizim bu Büyük Kaynarca dediğimiz bölgeden giden kervanlarla birlikte bir seyahat güzergahı bulunuyor. Bizim bu camimiz eski devirlerde başta ahırları hanları olan dükkanları olan büsbütün insanların akşamları da konaklayabilecekleri, kendilerinin inançla, hem hayvanlarının hem yüklerinin, hem kendilerinin kalabileceği ibadetlerini yapabileceği ve başka muhtaçlıklarını, iaşelerini karşılayabileceği bir halde yapılmış. Fakat olağan bu eser birçoğu vakit içerisinde yok olmuş mesela hamam varmış şu anda yalnızca hamamın kalıntıları var, dükkanların kalıntıları var. Birebir vakitte bölgede iki tane de su değirmeni mevcutmuş şu anda onlar da yok” dedi.

“2010 YILINDA BÜSBÜTÜN RESTORE EDİLEREK HALKIMIZIN HİZMETİNE SUNULDU”

Tarihi yapının birçok sefer restore edildiğini aktaran Kefli, “Camimizde 2006 yılında tekrar bir restore süreci başladı, 2010 yılında bitirildi. Camimizin iç yapısı da hem Selçuklu hem Osmanlı mimarisine uygun, içerisinde hücrelerin bulunduğu, ders çalışma odalarının bulunduğu, ibadethanenin bulunduğu, istirahatgahların bulunduğu ahşaptan muazzam bir cami. 2010 yılında da Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarafında camimiz büsbütün restore edilerek halkımızın hizmetine sunuldu. 2010 yılından itibaren ibadetlerimizi de bu mescitte gerçekleştiriyoruz. Kubbe yapısı Karadeniz Bölgesi’nde ağacın ağır olduğu bölgeye geçtikçe ahşap mescitleri Osmanlı devrinde görmek mümkün lakin günümüzde artık beton olunca ahşap her geçen gün azalıyor. Geçmiş periyotlarda ahşap cami, bilhassa ormanların bol olduğu bölgelerde var. Doğal bu mescitler boyut olarak çok büyük olmadığı için ahşapla da yapılabilecek cami ve muazzam da bir yapısı var. Burada olağan ağaçlar da güçlü dönemindeki kesilmiş en az 400-500 yıl ömrü olan ağaçlardan yapılmış” diye konuştu.

“VATANDAŞLAR, İBADETLERİN BÜYÜK BİR KISMINI TARİHİ CAMİMİZDE YAPIYOR”

Cami etrafında yaklaşık 200 yıllık mezarların bulunduğunu ve tarihi yapının restore sürecinde bitişiğine yeni bir cami yapıldığından bahseden Kefli, “Bölgedeki ileri gelen hem yöneticilerin hem de ulemanın mezarları bulunuyor. Esasen onların mezarları da başlarındaki taşlarda belirli oluyor. Bir kısmı idarecilerin bir kısmı da ulemanın yani ilim erbabının mezarları var. Camimiz 2010 yılından beri hizmet veriyor. Birebir vakitte 1990’lı yıllarda yeni yapılan camimiz de duruyor fakat ibadetlerin büyük bir kısmını bölgedeki vatandaşlarımız tarihi camimizde yapıyor. Çok kalabalık olursa yeni mescitte ibadete açılıyor. Cami zati aslına uygun bir halde restore edildi. İçerisindeki ahşapların bir kısmı da eski yepyeni ahşapları duruyor. Yalnızca deforme olanlar değiştirildi” formunda konuştu.