‘Icardi, Metin Oktay’dan daha kıymetli!’ Dudak uçuklatan mali ayrıntıları açıkladı
Galatasaray’da transfer çalışmaları son süratiyle devam ediyor. Sarı-kırmızılı grup geçen dönem kazanılan şampiyonlukta kıymetli hisse sahibi olan Mauro Icardi için PSG ile muahedeye varıldı. Bu mutabakatın akabinde Milliyet Gazetesi muharrirlerinden Mustafa Anıklı, transferin dudak uçuklatan mali ayrıntılarını kaleme aldı.
İşte Milliyet Gazetesi müellifi Mustafa Anıklı’nın yazısı:
Türk futbolu için yeni bir devir başlıyor.
Fenerbahçe, satışlardan gelen konforla(!) evvel Dzeko’yu getirdi, akabinde da Tadic’i… Bunları geçtik, Szymanski için 9 milyon 750 bin euro verildiği açıklandı. Yani, Arda’nın yarı parası Dinamo Moskova’ya uçtu. Kent, zati “en eski” yeni…
İsimlerin hoşluğu ve özelliği, ligimizi ne kadar renklendireceği bilinmez ancak Fenerbahçe’nin kasası için önemli manada sarsıcı…
Hele Galatasaray…
Gelin küçük bir hesap yapalım. Küçük dediğime bakmayın ha, dev bir şey… Ve yeniden gelin yalnızca Icardi’yi konuşalım.
Alındığında, 10 milyon euro olacağı konuşuluyor, Arjantinli yıldızın yıllık parası… Lakin toplam yükümlülükler tam bir vicdan yarası…
3 yıllık mukavele yaptın, eder 30 milyon…
Komisyonu mu? Bilemiyorum ancak, en az 5 milyon… Resmi menajerine, eşine, babasına, çoluğuna, çocuğuna… Giydir babam giydir! Alacağı 30 milyonun gelir vergisi, yüzde 40’tan eder 12 milyon… Paris Saint Germain’e de bonservis için verilecek 10 milyon euro…
Topla alt alta; eder 55-60 milyon euro… Vur Türk lirasına; bugünün parasıyla 1 milyar 600-1 milyar 700 milyon lira…
Söylemesi kolay… Bunun kaçı kulüpten, kaçı sponsorlardan olacak, ne kadarı için imaj hakkı konulacak bilinmez lakin; sonuçta bu para Türkiye’den çıkacak.
Ey Galatasaray…
Florya Metin Oktay Tesisleri’nin bulunduğu araziyi kaça aldın? 1 milyar 171 milyon 800 bin lira… Öyleyse, 3 yıllık Icardi, Metin Oktay Tesisleri’nin yerinden daha bedelli…
Mecidiyeköy’deki Leo Residance’ın pazarlanmasını hatırlıyor musunuz? 1 milyar liralık daire satıldığı için, bayram etmişti idare… Toplamda 1 milyar 300 milyon lira üzere bir beklenti vardı. Biraz evvel yaptığımız hesaba nazaran, Mecidiyeköy’deki binanın tamamını Icardi’ye devretsen, beyhude… Yetmedi!
Üşenmedim baktım; Düşler Vadisi Riva’daki 3+1 villalar, 16 milyona da satılıyor, 23’e de… Ortalama 20 milyon üzere düşün, gitti Icardi’ye 80 villa!
Aklımdan geçmedi de değil; Icardi’ye gayrimenkul teklif edilse, menajerine villa verilse…
İşin mali istikametini bir kenara bırakıp, bir de insani yanı var. Eşi Wanda Nara’nın hastalığı için öncelikle “geçmiş olsun” demek gerek… Galatasaray’ın “yenge”si, umarım bir an evvel eski sıhhatine kavuşur.
Ve tekrar umarım, bu yaşananlar ve yaşanacak olanlar, Icardi’nin futboluna minimal olarak yansır.
ASLOLAN BEŞİKTAŞ’TIR
Galatasaray ve Fenerbahçe’nin transferlerine baktıkça, Trabzonspor’un aldıklarını kıyasladıkça, Beşiktaşlılar içten içe idarelerine diş biliyor.
Taraftar bu; ne yokluktan anlar ne de düşünceden… Hele klasik kongre akbabaları… Onlar için Fikret Orman ya da Ahmet Parıltı Çebi kıymetli değildir. Zira onlar, seçim devirlerinde kıymetlidir. Bir adayın sırtına sülük üzere yapışır, karşısındakiyle güya kendi kavgasıymış üzere kapışır.
Çebi, Fikret Orman sonrasında, koltuğuna oturduğu selefine yanlışları var mıdır? Vardır. Bugüne kadar yapılan transferlerde de, gönderilenlerde de yanlışları olmuş mudur? Doğal ki… Bunları oturur, tartışırsınız. O kendini savunur, diğeri bunları konuşur.
Ancak, Lider Ahmet Parıltı Çebi, bu kere yanlışsız yoldadır. Beşiktaş’ın bir kuruşuna halel gelmemesi için kemer sıkıyorsa, kulübün kasasına bakıp, ayağını yorganına nazaran uzatıyorsa, mali disiplin konusunda UEFA’dan “aferin” alıyorsa, Çebi’yi buradan vuramazsınız, vurmamalısınız.
Şampiyonluklar gelir, geçer. Aslolan Beşiktaş’tır.
N’OLUR BU TÜRLÜ GİTMESİN
Türkiye Futbol Federasyonu Lideri Mehmet Büyükekşi’nin, MİLLİYET’ten Cemal Ersen ile yaptığı samimi sohbette söyledikleri o kadar pahalı ki:
“Böyle gelmiş bu türlü masraf diye bir kelam var. Hayır, bu türlü gelmişse bile bu türlü gitmeyecek. Yıllardır süregelen ve futbolumuza en ufak katkı sağlamamış anlayışı değiştirmek zorundayız. İnşallah başarabilirsek bu kültürü değiştirmek istiyoruz.”
Her şeyin başı niyet değil mi? Namazda niyet ettikten sonra, sağa-sola bakılmaz. Siz Büyükekşi, niyet ettiyseniz, sağa-sola lütfen bakmayın.
Ama, yalnızca TFF’nin âlâ niyeti kazandıracak mı? Federasyondan koca koca işler umarken, pekala kulüplerden ne bekleyeceğiz? Şunları;
– Ödediğinden daha fazla borç yapmayacaksın.
– Türkiye Futbol Federasyonu’nu “hasım” üzere değil, “hısım” üzere göreceksin.
– Daha birinci haftadan, “hakem” diye sallamayacaksın.
– Taraftara güzel görünme ismine, hakemi, MHK’yı, TFF’yi ateşe atmayacaksın.
– Kuralların gerisine dolanmak yerine, finansal fair-play konusunda kelamda değil, özde pak olacaksın.
– Yapacağını yapıp, “herkes için adalet” masalını uydurmayacaksın.
Yaptın yaptın, yapmadın…
NEREDE KALDI ADALET?
“Mavi kart” kontenjanı, Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni yabancı esnekliğiyle tanındı. Türk Ulusal Grubu’nda oynama uygunluğu bulunmayan Türk vatandaşları ya da mavi kart kontenjanından birinin yerli statüsünde oynayabileceği karara bağlandı.
Bu aslında şu demek? Tüm Türk futbolcular dövizle mukavele imzalayamaz, lakin mavi kartlılar istisnadır!
Bu kuralla birlikte, daima Galatasaraylı Yusuf Demir ortaya atıldı ya (çocuğun hiçbir günahı yok oysa), gelin tekrar ona bakalım.
Genç futbolcu, 8 Eylül 2022’deki imzasında, bu dönem 650 bin euro alacağı söyleniyordu. Yani, o günkü Merkez Bankası kuruyla; 11 milyon 862 bin 500 lira… Ligin bittiği 7 Haziran 2023’te ise; tıpkı 650 bin euro, 16 milyon 29 bin lira…
Türk futbolcusu sabit kurdan (!), mavi kartlı döviz hesabından…
Nerede kaldı bunun adaleti?