Süleyman Soylu: Türkiye yüzyılı dünya beşten büyüktür kelamının kapısını açacaktır

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bakırköy’de bir otelde düzenlenen ‘Büyük Rumeli Buluşması’na katıldı. Programda vatandaşlarla bir ortaya gelen Süleyman Soylu, daha sonra konuşma yaptı. Bakan Soylu, “Bu topluluk bilhassa birliğin, kardeşliğin, beraberliğin, el uzatmanın, kucaklaşmanın ve birbiriyle olan bu anlayışın, olduğunda neyin olacağını? Olmadığında neyin olabileceğini en düzgün bilen topluluktur. Bu topluluk etrafımızdaki coğrafyada karşı karşıya kaldığımız bütün süreçleri, uzun yıllardan beri bilen bir topluluktur. Bu topluluk Batı’nın, bilhassa Amerika’nın ve Avrupa’nın, Avrupa’nın göbeğinde bir katliama nasıl seyirci kaldığını, sesini çıkartmadığını, en temel insan hakları ihlal edildiğinde hiçbir şey söylemediğini, hala devam eden birçok insan hakları ihlalinde seslerini çıkarmadığını bilen bir topluluktur. Sabırları vardır gerçek. Metanetleri vardır doğu. Ve birbirleriyle olan bu anlayışlarını kendi içlerindeki kuvvetle karşılarlar. Bu da doğrudur. Ancak şunu, bu topluluk uygun biliyor. Etrafınızdaki coğrafyayı Balkanlar dahil, Suriye dahil, Irak dahil, bizim Kerkük’ümüz dahil, Halep’imiz dahil, Afganistan dahil, Pakistan dahil, orta Asya dahil oradaki Türk devletleri dahil her birini bir kan ve gözyaşı coğrafyasına döndürdüler.” dedi.

“TÜRKİYE YÜZYILI DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR KELAMININ KAPISINI AÇACAKTIR”

Süleyman Soylu, “Yaptığımız köprüler yalnızca iki yakayı bir ortaya getirmiyorlar. Yaptığımız köprüler yalnızca bir vilayetle bir ili birbirine bağlamıyorlar. Yaptığımız yollar, yaptığımız otobanlar, Yaptığımız viyadükler, Yalnızca ülkenin ulaşım kapasitesini arttırmıyorlar. Biz diğer bir şey yapıyoruz. Balkanlarla birlikte. İnşallah biraz evvel bahsettiğim coğrafyaların büyük kısmıyla birlikte dünyaya bir bayrak sallıyoruz. Artık o eski devirler bitti diyen Tayyip Erdoğan dünyaya bir kelam söyledi. Dünya beşten büyüktür. Bu lafı bize yedirmeye çalıştılar. Fakat bu laf bugün hakimdir. Türkiye yüzyılı dünya beşten büyüktür kelamının kapısını açacaktır inşallah. Hepimizle birlikte açacaktır. Ağabeylerin, kardeşlerin, büyüklerin, küçüklerin kapısını açacaktır. Biz burada yetişirken tahminen kilometreler bize uzaktı, ancak şunu söyleyeyim. Altını çizerek söylüyorum. Ben bir Arnavut Mahallesi’nde bir Boşnak Mahallesi’nde hatta Bulgaristanlı göçmenlerin geldiği bir mahallede büyüdüm. Onların adetleriyle. Onların ortaya koymuş oldukları, evet onların ortaya koymuş oldukları hayat biçimleriyle, hayat düsturlarıyla, saygılarıyla, bize öğrettikleriyle, gelenekleriyle ve kültürleriyle büyüdüm. Ve onların bize öğrettiklerinin neler olduğunu hayatımın her periyodunda deneyimledim. Ve her periyodunda onlarla birlikte o geçirdiğimiz çocuklarla geçirdiğimiz, anneleriyle geçirdiğimiz, babalarıyla geçirdiğimiz bir şeyi daima hissettim. Bir hasret hissettim. Hasret, birbiriyle kucaklaşma hasreti hissettim. Türkiye’ye geldiler. Türkiye’ye gelirken Türkiye hasretleri vardı. Türkiye’ye geldikten sonra Novi Pazar derken gözlerinin parladıkları çocuklarının yetiştikleri o yerlerin hasretini hissettim. Ne Balkanlar’ı Türkiye’den ayırabilirler ne de Türkiye’den Balkanlar ayırabilirler” diye konuştu.