Attila Gökçe’den Beşiktaş yorumu: Bu oyunla derbi oynanmaz!

Spor Toto Muhteşem Lig’in 31. hafta maçında Beşiktaş ile Ümraniyespor kozlarını paylaştı. Ümraniye Hekimbaşı Kent Stadyumu’nda oynanan maçı siyah-beyazlı grup 2-0 kazandı. Karşılaşmanın akabinde Milliyet Gazetesi müellifleri oynanan müsabakayı kaleme aldı.

Duayen isim Attila Gökçe, siyah-beyazlıların oynadığı 90 dakika hakkında çarpıcı sözler kullandı. Attila Gökçe, Galatasaray derbisi öncesi Beşiktaş’ın oynadığı futbolu eleştirdi.

İşte Ümraniyespor – Beşiktaş maçı sonrası yapılan değerlendirmeler…

TAVŞAN NEREDE ŞENOL HOCA? / ATTİLA GÖKÇE

Kötü bir oyun izledik. Mesken sahibi Ümraniyespor da, konuk Beşiktaş da güya az evvel öbür bir maç oynayıp dinlenmeden ikinci maça gelmiş üzereydiler. İsteksiz, mecalsiz, hevessiz ve etkisiz! Haydi Beşiktaş’ın çok özgüven hissiyle öylesine gevşek davrandığını var sayalım. Ümraniyespor’a ne diyeceğiz?

Bir orta istatistiklere baktım… Konut sahibi Ümraniyespor 4 faul yapmış. Beşiktaş’ın faul sayısı 15… Yalnızca 2 sarı kart gösterilmiş. Hadziahmetovic ve sonrasında ikinci sarı da Aboubakar’a… Hayret uyandıran bir durum… Ligde yaşama savaşı veren Ümraniyespor çok ‘uslu’ oynamayı tercih etmiş.

Yeni antrenörü Mustafa Er’le çıktığı birinci maçta Ümraniyespor’un daha da savaşçı bir kimlikle çaba etmesini beklemez misiniz? Ümraniyespor savaşmıyor çaba etmiyor.. Faul yapmayacak kadar kibar, sarı kart görmeyecek kadar utangaç. Elbette faullü ve kural ihlalleriyle bol sarı kartlı oyunları önerecek değilim. Lakin bulundukları yeri göz önüne aldığımızda doğal olarak bir direniş arıyorsunuz, bulamıyorsunuz.

İlk yarıda iki enstantane vardı. Birincisi, alandaki en usta oyuncu Redmond’un attığı gol… Bu golde Cenk’in verdiği pası da takdir etmeli. Bir de Mert Günok’un Kayode’nin yüzde yüz gollük durumunda ayağıyla yaptığı kurtarış.
Rahat, sakin yavaş Beşiktaş ikinci yarıda biraz daha hareketli ve araştırıcı oyun oynadı. Cenk Tosun’un kaleciyle karşı karşıya kaldığı durumda yaptığı yanlış bir vuruş kelam konusu… Orkun’un üzerine vurdu adeta. Üstten hafif bir plaseyle topu kaldırsa golü çok rahat atabilirdi, olmadı.

Salih ve Aboubakar, 71’de Beşiktaş’ın havasını değiştiren bir atak yaptılar. İki oyuncunun rakibe baskıyla kazandıkları topu ortalarında paslaşarak sürerken, son kullanıcı Aboubakar oldu. O da çok klas bir vuruşla ikinciyi attı, kadrosunu rahat ettirdi. Cenk Ghezzal değişikliği de bir Şenol Güneş dokunuşu… Beşiktaş’ın hocası Ghezzal’ı oyuna alırken Redmond’un yerini değiştiriyor. O da her yerde birebir performansı sergiliyor.
Beşiktaş için sakin ve karlı bir oyun, verimli bir sonuç… Tekrar de anımsatalım: Bu oyunla derbi oynanmaz. Galatasaray’ı Vodafone’da karşılamak, ağırlamak yenip göndermek için fazlasına gereksinimi var Kartal’ın. Tahminen de tavşan şapkada bekliyordur. Şapka Şenol Hoca’nın elinde bilemiyoruz.

USTALAR SAHNEDE / BİLAL MEŞE

İlk yarının istatistiklerine bakıyoruz, sayılar Beşiktaş’ı işaret ediyor, 64’e 36 topla oynama, çok âlâ değil mi?
Gelin görün ki bu rakamsal üstünlük durum üretimine yansımıyorsa ki yansımadı neye fayda arkadaş? Üstüne üstlük birinci önemli tehlikeyi de Kartal kalesinde yaşadı. Kayode üzere deneyimli bir golcü fırsatı kaçırdı. Doğal ki kalede Mert üzere bir faktör vardı. Dedik ya istatistiklerde Kartal üstün, lakin ofansa çıkarken yapılan top kayıpları, adresi bulmayan paslar nedeniyle alana yükünü bir türlü koyamadı. Elbette bunun temelinde Ümraniye’nin alan daraltması ön plandaydı. Golün dışında Kartal, Cenk Tosun’la bir konum buldu, ağır kalınca kaleci uzaklaştırdı.

Aboubakar’a kızmamak gerekir, gerek kanatlardan gerekse merkezden uygun paslar alamadı, bu yarının tek golü ise Redmond’dan geldi. Beşiktaş üzere bir gruba yanılgı yapmayacaksınız, hakikaten savunmadan seken ve kısa düşen topla Cenk Tosun buluştu, aşırttı, Redmond önünde bulduğu meşin yuvarlağı sağıyla ağlara gönderdi.

Bu yarıda yeterli futbol izledik mi, bence vasat! Temponun sık sık düştüğü bu yarıdan keyif alamadık, Kartal’ın o ağır baskısına, presine pek tanıklık edemedik! Bir de atılan paslar, benzetme yerindeyse ‘iftira’ gibiydi! Kuşkusuz Kartal’ın rakibine savunmada önemli konum vermesi de beni şaşırtmıyor değil! Sakatlıklar nedeniyle Güneş hoca, başındaki savunma şablonunu bir türlü oluşturamadı.

İkinci yarı mı, Kartal biraz vites yükseltti, rakibe baskıyla yüklenirken, ortaya futbol ismine biraz kalite çıktı, devamında doğal olarak konum üretimi geldi. Tek farklı oyunda ikiyi, üçü bulamazsanız kasvet çekersiniz. Hakikaten 57’de Kayode topla buluştu, vurdu, Saiss’e çarpan top kornere gitti. 65’te Cenk Tosun büyük fırsat yakaladı, topu kaleciye nişanladı.

Ve güzel geldin Aboubakar! 71’de Salih rakibinden söktüğü topu Aboubakar’a aktardı. Kamerunlu forvet çalımlarla ceza alanına indi, şık bir vuruşla farkı ikiye yükseltti. Mümkün bir iş kazasına set çekerken, Ümraniye’yi de mukadderatıyla baş başa bıraktı. Kuşkusuz bu vitesin yükseltilmesinde Güneş’in oyuncu atılımları de değerli bir faktör idi. Artı Mert’in de hakkını da yemeyelim, kritik kurtarışlarıyla kalesini gole kapattı.