Diyarbakır’da sulama yasağının akabinde denetim! ‘Ciddi bir biçimde kararlara ahenk var’
DİSKİ Genel Müdürlüğü, mevsim normallerinin üzerinde seyreden ve 45 dereceyi aşan hava sıcaklığı nedeniyle günlük 300 litreyi aşan su kullanımına yönelik kent genelinde yaşanabilecek kesintilerin önüne geçmek hedefiyle su kullanımına yönelik 2560 sayılı İSKİ Kanunu’nun 2’nci hususuna istinaden kimi yasaklar getirildi. Bu kapsamda, iş yeri önü, kaldırım yıkama ve etraf sulamaları hortum ile yapılmayacak, 13 Ağustos’a kadar kentteki oto yıkama ünitelerinde, 11 Ağustos’a kadar da halı yıkama fabrikalarında hizmet verilmeyecek.
DİSKİ Kaçak Denetim grupları, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi zabıta takımlarıyla birlikte kurallara uyulup uyulmadığı tarafında oto yıkamalar, halı yıkama fabrikaları ve akaryakıt istasyonlarının araç yıkama ünitelerinde kontrollere başladı. Yapılan kontrollerde 2 iş yerine ikaz cezası kesildi. Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı’nda vazifeli zabıta memuru Mustafa Atlı, iş yerlerinin genel olarak alınan karara takviye olduğunu söz ederek, “DİSKİ takımlarının yaptığı tahliller sonucunda şebeke suyu kullananlara Kabahatler Kanunu’na nazaran bin 295 lira keserek yasal süreç yapıyoruz. İşletmeler genel olarak bu yasağa uyuyorlar. Alına karara dayanak oluyorlar” dedi.
‘SUYLA ALAKALI SIKINTIMIZ YOK, SUYU KULLANMA FORMU YANLIŞ’
DİSKİ Genel Müdürü Fırat Tutşi, suyla alakalı sorunun olmadığını ve kullanma formunun yanlış olduğunu söz ederek, “Dicle Barajı’ndan 23 kilometre iletim çizgisiyle saniyede 3 metreküp suyu getirip arıttıktan sonra kente veriyoruz. Bizim ortalama kapasitemiz günde 300 bin metreküptür. Diyarbakır merkezde bir milyon 45 bin şahsa bu suyu arz ediyoruz. Havaların sıcak olması ve bölgedeki su kullanım kültürümüzden kaynaklı, su tüketimimiz kişi başı 300 litrenin üzerine çıktı. Türkiye ortalaması 190 iken bizim 300 tüketiyor olmamız, su kullanımında bir yanlışlığın olduğunu ve bunlarla ilgili vatandaşlarımızın dikkatini çekmek ve tasarruflara yönlendirmek için bir çalışma yaptık. Biz suyu verimli kullanmalıyız, verdiğimiz su içme suyudur. Musluklardan içilebilir özellikte su akıyor. Biz şayet bununla hortumlarla meskenin önünü, bahçeyi, kaldırımları yıkıyorsak, hakikat yapmıyoruz demektir. O yüzden bu sayılar buralara geldi. Suyumuzun olması bize bu biçimde kullanma hakkı vermiyor. Zira bu su hepimizin yahut da bizim de değil, çocuklarımızın, torunlarımızındır. Onların hakkını korumakla ilgili gelecekte onlara sağlıklı su bırakabilmenin bir biçimi olması lazım” dedi.
‘CİDDİ BİR BİÇİMDE KARARLARA AHENK VAR’
Yapılan çalışmalarda alınan kararlara uyulduğunu belirten Tutşi, “Yeşil alanların sulanmasıyla ilgili site idareleriyle bir ortaya geldik. Sulamanın gece 10 dakikayı geçmeyecek biçimde yapılması gerekiyor, zira daha fazlası heba oluyor. Yer altına gidiyor ve kayıplarımız oluyor. Her meskenden, her bireyden 10 litre su tasarrufu istedik. Bu sene de, gelecek sene de 10 litre, sonraki yılların de devamıyla 200 litrenin altına en az gelmeliyiz ki, olağana dönelim. Hem bir farkındalık oluşturmak, hem bu su kullanım kültürümüzü değiştirmek, hem de suyumuzun değerini bilme açısından çalışmalarımızı yapıyoruz. Çalışmalarımız önemli biçimde teveccüh gördü, dayanak gördü ve insanlarımız buna uyuyor. Uymayanlar varsa da onlara zabıta gruplarınca cezai süreç uygulanıyor. Yapılan kontrollerde 97 tesisten 2 adede ceza kesildi. Biz kendi park ve bahçelerimize de içme suyundan vermiyoruz. Refüjlerin ortasına sondaj kuyuları açıldı. O bölgenin tamamı sondaj suyuyla sulanıyor. Bu halde oto yıkamalarda yahut da birtakım sitelere de tavsiyelerde bulunduk. Onlar da sondaj açtılar. Bizim suyumuz musluktan açıldığı vakit içilebilir özelliktedir. Suyumuz son derece kalitelidir. Biz hazır su da içmiyoruz. O yüzden söylüyoruz. Bizim suyumuz içme suyudur. İçme suyuyla hortumu açıp otomobil yıkamak, içme suyuyla etrafı sulamak yahut da yıkamak çok gerçek değildir. Herkes bir damlayı korusa bile milyonlarca damla eder, binlerce metreküp eder. Herkes su tasarrufuyla alakalı onlarca sistem bulabilir” sözlerini kullandı.