Esenyurt’taki cinayet Türkiye’yi sarsmıştı! Öldürülen gencin babasından yeni savlar

Esenyurt’ta iki kişinin öldüğü monopol bayiine yapılan silahlı akın ile ilgili yeni imaj ve ayrıntılar ortaya çıktı. Yaklaşık 2,5 ay öncesine ilişkin manzarada, ölen Yunus Emre Erzen ağabeyi, Mehmet Erzen’in monopol bayisine gelen Murat Özer’in kardeşi Servet Özer’le tartıştığı ve sonrasında tabancayla bacağından vurduğu görülüyor. Bu sırada monopol bayiinde bulunan baba Cantürk Erzen ise Servet Özer’i dışarıya çıkardığı görülüyor. Baba Cantürk Erzen, yeni imgelere ve savlara ait açıklama yaptı. 

Baba Erzen, “Mehmet Erzen’in kendi bir dünyası var. Yunus Emre Erzen’in kendi bir dünyası var. Hiçbirinin ticareti hiçbirinin ortamı birebir değil. 3-4 ay evvel yapılan bir olayın getirip bugün oğlumun katledilmesine sebep olan insanların bu olayla irtibatı olacağını bilsem çocuğumu orada bırakır mıyım? Olayın gerçek yüzüne dönersem, ben bu insanlardan bir defa ticari bağ, arkadaşlık sayın, benimle muhatap olacak beşerler değil fakat biz bir ticari alaka kurduk, bir merhabamız var. 18 yaşında çocuğumu alıp Emre’min yanına gidiyor. Kan parası dediği bahiste ben alacaklıyım. Servet Özer yalnızca isim benzerliği ve akrabalık var. Ben hala izleme hamaseti bulamıyorum zira öldürülüş biçiminde bir ızdırap, eziyet var. O çocuğa bu yapılmazdı. Alacak verecek hesabı yapıyorlar ya, ben Türkiye’ye söylüyorum, onlar ile yaptığımız ticaret resmidir. Oğluma ‘lan’ demesin diye ben trilyonlar çöpe atarım, bırakın parayı. Ben onlar ile bir defa ticaret yaptım. Bilgisiz bir adam değilim, 2 çocuğum daha var onları da mı kurban edeyim?” dedi.

“SIRF ÇOCUKLARIMA BULAŞMASIN DİYE 6 MİLYONLUK DAİREYİ 1 MİLYON 800 BİNE VERDİM”

Baba Erzen’e yönelik gönderilen haciz kağıdında, toplumsal medya hesabından ” ’20 yıllık ticarete bu sığar mı, bu adilik değil mi?’ diyerek durum paylaştınız mı?” sorusuna ait, “Evet, ben duruma yazdım. Oturdukları konutun, duşa kabini, kapısı Emre’nin emeği üzerine. Çıkmışlar sağda solda kendilerini kurtarmak için 50 tane dedikodu yapıyorlar. Bu 3 ay müddette tahminen 600 bin lira faiz almışlardır, ben size ticaret başlattım. Daire 6 milyondu ben 1 milyon 800 bine sattım sadece çocuklarıma bulaşmasınlar diye. Daha 1 buçuk milyonluk çekler var, evvelden alıp verdiğimiz. Türkiye koşullarında borcum varsa sayısı sayısına bilen kişi Emre’dir” dedi.

“OĞLUM, ‘BU UYDURMA 3 BİN LİRALIK’ DEMİŞ”

Baba Erzen, hilti tezlerine ait ise “Tarık Özer, ben seninle bu masada oturdum. Bir konutu, yatak odasını paylaştık ve sen geldin Emre’yi vurdun. Biz sizi çok yanlış tanıdık. 35 bin lira sıkıntısı ise Servet Özer ile ilgili. Daha evlenmeden düğün eşyalarını ben aldım. Kamera kayıtlarında engellemeye çalışıyorsun fakat engelleyemedin? O vicdan ile nasıl yaşayacaksın? Dün savcılıkta tabir verdim. Hilti almışız, 35 bin lira demişler, oğlum da hilti kullanınca betonu kırmayınca oğlum da, ‘Bu düzmece, 3 bin liralık’ demiş. Servet Özer ise 35 bin liralık olduğunu savunmuş. Problem bu. Mehmet Erzen’in kaldığı cezaevine haftada 20 bin lira gönderiyorum, ‘Ben giyiyorsam herkes giyecek’ diyen birisi. Allah benim düşmanıma bu acıyı yaşatması. Mehmet Erzen, senin meskeninin kirasını ödeyen, sana ‘Ağabey’ diyen bir çocuk. Sen orada gittin orada dükkanında onunla tartıştın. Ben oradaydım, seni attım dışarı. ‘Yok ayağı sakat kaldı, yok şöyle’ oldu dediniz ‘Size hastanede, cezaevinde bir bardak su veren varsa hakkımı helal etmiyorum” dedi.