Havuzda el, ayak hastalığına dikkat
ALEYNA SEVİM İstanbul – Ağız, el ve ayaklarda içi su dolu kabarcık ve kızarıklıklarla seyreden el, ayak, ağız hastalığında yaşanan artış, tedirginliğe neden oldu. Hastalık, daha çok çocuklarda rastlanılmasına rağmen yetişkinlerde de görülebiliyor. Uzmanlar el, ayak, ağız hastalığı üzere virüs kökenli hastalıklardan korunmak için kalabalık havuzlar yerine denizin tercih edilmesi gerektiği ikazında bulunuyor.
‘Bol su tüketmeli’
El, ayak, ağız hastalığının bulaşıcı bir hastalık olduğunu ve çocuklardan yetişkinlere de hastalığı sirayet edebildiğini belirten Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları uzmanı Dr. Hale İstekli, yetişkinlerde el, ayak ve ağızdaki lezyonların oluşmadığını ekseriyetle, ateş, boğaz ağrısı ve nezle üzere belirtilerle hastalığın atlatıldığını kaydetti. Çocuklarda ise hastalığı iştah kaybına neden olabildiğini, kimi çocuklarda ateşten bir iki gün sonra boğazda, ağızda beyaz yaralar gelişebildiğini aktaran Dr. İstekli, “Ağız ve boğazda yaralar büyükse, âlâ yutamıyorsa, sıvı alamayan çocuklar oluyor.
Hastalık esnasında çocukları bol bol sıvı içmeye teşvik etmek lazım. Tedavi için özel bir ilaç yok. Yalnızca ağrı kesici, ateş düşürücü, boğaz içi spreyler ve kremler verebiliyoruz” dedi.
Medical Park Florya Hastanesi Çocuk Sıhhati Hastalıkları uzmanı Dr. Hasret Öçal Doğan da, “Hastalıktan korunmak için çocukları, toplu oyun salonlarından ve top havuzlarından uzak tutmalıyız. Çok kalabalık ve çok kişinin kullandığı havuzlarda hijyene dikkat edilmeli. Yazın hem havuzdan döküntüye neden olan hastalıklar kapabiliyoruz. Çeşitli göz enfeksiyonları da sıcağın tesiriyle bulaşıcı hale geliyor. Bu yüzden toplu ve kalabalık havuzlardan uzak durmak gerekiyor” diye konuştu.
Acıbadem Fulya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hülya Kuşoğlu da hastalık tablosunu ve nasıl korunulması gerektiğini şöyle anlattı:
“Yüksek ateş, bademciklerde kızarıklık, ağız içinde aft ve ciltte döküntü halinde kendini aşikâr eder. Çocukların el, ayak ve bileklerinin neredeyse tamamını kızarık, ağrılı yaralar kaplar. Sonraki günlerde döküntüler su çiçeğine emsal, içi sıvı dolu kabarcıklara dönüşür ve bir hafta içinde kaybolur. Hastalık virüs hastalığı olduğu için antibiyotik tedavisi tesirli değildir ve hastalık bir hafta içinde tabiatıyla geçer.
Bu müddette hasta çocuğun diğerleriyle yakın temasta olmaması kıymetlidir.”