Yeğenine dondurma almaya giden Yasemin’in vefatına neden olan şoför alkollü çıktı
Kaza, 21 Haziran günü saat 21.30 sıralarında, Yıldırım ilçesi Hocataşkın Mahallesi İncirli Caddesi’nde meydana geldi. Süratli olduğu belirtilen Yusuf Koç idaresindeki 34 FIF 791 plakalı araba, marketten çıkıp yolun karşısına geçmeye çalışan Yasemin Selova’ya çarptı. Şoför kaçarken, ihbar üzerine kaza yerine sevk edilen ambulansla hastaneye kaldırılan Yasemin Selova, tabiplerin müdahalesine karşın kurtarılamadı. Yasemin Selova, Yıldırım ilçesi Selimzade Mescidi’nde kılınan cenaze namazının akabinde Baruthane Mezarlığı’nda toprağa verildi.
ALKOLLÜ OLDUĞU TESPİT EDİLDİ
Kazayla ilgili soruşturma başlatan polis, kamera manzaralarından plakasına ulaştığı arabanın kiralık olduğunu belirledi. Kazanın akabinde arabası Ertuğrulgazi Mahallesi’nde bırakıp yaya olarak kaçan Yusuf Koç, yakınları tarafından polis merkezine teslim edildi. 7 farklı kabahatten kaydı bulunan Yusuf Koç’un, 1.1 promil alkollü olduğu tespit edildi. Emniyetteki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edilen Yusuf Koç, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
SON ANDA KAÇMAYA ÇALIŞTI
Bu ortada kaza, etraftaki iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Manzaralarda, marketten çıkan Yasemin Selova’nın yolun karşısına geçerken süratle gelen beyaz renkli arabası fark edip geri dönmek istediği bu sırada aracın çarptığı görüldü. Arabanın durmadan yoluna devam ettiği de imgelere yansıdı.
‘HER VAKİT ÇINAR’I DA YANINA ALIRDI’
Öte yandan Yasemin Selova’nın 6 yaşındayken babasını kaybettiği, annesi, ablası ve 6 yaşındaki yeğeniyle birlikte yaşadığı, kazanın olduğu akşam da yeğenine dondurma almak için markete gittiği belirtildi.
Yasemin Selova’nın, dondurma almaya gittiği yeğeni Çınar Musa K.’yi ise son anda yanında götürmekten vazgeçtiği öğrenildi. Eklem romatizması rahatsızlığı nedeniyle çalışamayan ve vaktinin birçoklarını da yeğeniyle geçiren kardeşinin, her yere oğluyla gittiğini söyleyen abla Ümmühan Selova, yaşananları şu sözlerle anlattı:
Dondurma almaya gideceğim’ dedi. Her vakit Çınar’ı da yanına alırdı, beni de. ‘Bu seferlik abla ben gidip geleceğim’ dedi, gitti. 20-25 dakika bekledim. Gelmeyince, huzursuz oldum. Meskenden dışarı çıktım, ‘acaba arkadaşını mı gördü’ diye. Yolda görüp de konuşmaya daldı, muhabbet ediyorlar sandım. İncirli Caddesi’ne çıktım, sağa sola baktım etrafta göremedim. Polis otomobilini görünce yaklaştım, ‘Ne oldu?’ diye sordum. Polis, ‘Bir kız kaza geçirmiş’ dedi. Ben polisle konuşurken, her vakit ekmek aldığımız fırındaki ağabey, ‘Kaza geçiren senin kız kardeşin’ dedi. Ben de fırının içine girerek kamera imgelerini izledim. Orada kardeşimi gördüm. Marketten çıkıyormuş, elinde dondurma varmış. O anda kardeşim adımını atmış, arabayı görünce kaldırıma geri dönemeden otomobil gelmiş fırlatmış. Bu türlü yüksek bir halde havalanıp, sonra sırt üstü yere düşmüş. Kamerada bunları gördüm, dünyam yıkıldı, hayatım yıkıldı. Ben asla o sürücüyü affetmiyorum. Mahkemeye çıktığımda hakime de söyleyeceğim. Katiyetle müebbetle cezalandırılmasını istiyorum. Ben yokluklarla büyüdüm. Benim bir babam vardı, küçük yaşta kaybettim. Kardeşim benim her şeyimdi. Yeğeninin canı dondurma istemişti. ‘Bu sefer Çınar gelmesin, ben gidip geleceğim’ demişti, o denli söylemişti kardeşim.
27 YIL EVVEL ÖLEN BABASININ MEZARINA DEFNEDİLDİ
Kızının, 27 yıl evvel vefat eden eşinin mezarına defnedildiğini söyleyen anne Şükriye Selova (61) ise “Çok hüzünlüyüm, her şeyimdi o benim. Elim, ayağımdı. Ben onsuz nasıl yaşarım? Benim canımdan can koptu. Daha 33 yaşında kızımı mezarlığa gittik, bıraktık. Hiç dayanamıyorum. O sürücüyü gördükçe ben çıldıracağım. Çok çekecek. Benim kızım nişanlı yahut evli değildi. Tertemiz gitti, hiçbir şeyi yoktu” diye konuştu. (DHA)